Evet efendim, sabırsızlıkla bu yazıyı yazmak için bekliyordum. Günseli Hanım, varolsunlar, kitaptan alıntı için yeşil ışık yaktılar. Üstelik çalışmanın devamı olan ikinci kitabın bir haftaya kadar basılacağının da müjdesini verdiler bize. Elimdeki çalışmaya hakkı olan ilgiyi vermeden, başka bir kitap okumaya pek niyetim yok. Ama ikinci kitabın gelecek olması da okuma arzusunu bir hayli körüklüyor tabii.
Dilerim kendileri bu ”özen” dolu çalışmalarının karşılığını fazlasıyla alır, halkımız da gereken alakayı kitabı alarak gösterecektir. Her ne kadar bir türk senede 0.1 kitap ortalamasıyla yaşama başarısını göstererek bir Japon’a göre 200-250 kat daha az okusa da…
Kitapta en çok ilgimi çeken giden işadamları ve hikayelerine gelmeden önce ilginç bulduğum bir noktayı belirtmek isterim. Türkiye’de bugünkü ekonomik durumumuz bizim gibi merkezden bakan profiller için aşikar. Bazı eleştirdiğimiz politikalarla birlikte genel olarak ekonomik tabloda bir düzelme görür gibiyiz. Kimileri bunun çok hızlı kimileriyse yavaş olduğunu düşünürken, ekonomideki büyümenin negatif olduğunu düşünenler de var. Peki iş adamları bu konuda ne düşünüyor?
Hepsi şirketlerinin ve sektörlerinin mali tablosu ve kendi ekonomi anlayışları çerçevesinde farklı yanıtlar veriyorlar tabii. Ama en kötü durumda olan şirket yöneticisi dahi, röportajda karamsar olmaktan kaçınıyor. Negatif bir tablo çizmiyorlar. Ben bu durumu kişisel veya şirketsel prestiji korumaktan ziyade, geleceğe umutla bakmayı alışkanlık haline getiren kişilerin o koltuklarda bulunmasına bağlıyorum.
İlginçlikler silsilesi… Evet Ali Sabancı beyefendi ile başlayalım. Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı.
Ali Sabancı - Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı
Türkiye’nin en varlıklı ailelerinden birinden geliyor kendisi. Ama Sabancı soyadının Ali isminin önüne geçmesinden çok rahatsız oluyor. Bunun üzerine benimde kendisine olan merakım ve takdirim artıyor tabi. Sünnet olurken kendisine getirilen altın künyenin üzeride ” A. Sabancı” yazısını unutamadığını anlatıyor. ” A. , Ahmet de olabilir, Ayşe de…Ama ben Ali’yim ” diyor.
Bir başka muazzam örnek. Emin Hitay. Teknoloji holding kurucusu ve İcra Kurulu Başkanı. Sn. Hitay, kendine koyduğu hedeflere ulaşmasında mutlak inancın var olması gerektiğini söylerken, ciddi şekilde eksikliğini duyduğumuz ”inanç” gücünün önemini anlatıyor bizlere:
Emin Hitay - Teknoloji Holding (CEO)
” Ama bunu yürekten hissetmek lazım. Cep telefonumda sabahın 06:00’sında bana hatırlatması için üç tane isteğim yazılı. Bunların hepsini yürekten istiyorum ve oluyor. Çünkü bu istekleri, en şiddetli biçimde damarlarımda hissediyorum. Bir insan neyi, hak ederse O olur.”
İnanç konusunda şimdilik bu güzel sözün üstüne hiçbirşey yazmayacağım. Dilerim, bu sözün üzerinde uzun süre düşünür ve kendimizce payımızı alabiliriz. Bu muazzam birikimi benimle paylaştığı için Günseli hanım’a, Ragıp ve Furkan’a sonsuz teşekkürler.
Esenlikle 🙂
Bir cevap yazın