mühendislik kısa ve pratik acıklamalara dayanır, en azından kağıt üzerinde boyledir. yıllardır bu boyle diye biliyorum. belki de bu toplumun, özellikle benim yakın cevremin beyinlerinin sozel ve sayısal olgulara karşı boylesine şartlanmış ve tek yönlü bakışlarının altında yatan gerçektir.
bu bir mühendis hastalıgı gibi geliyor kulağıma. özellikle bilim ve mühendislik ile şuanki kadar sık ilgilenmedigim donemlerde daha fazla okuyor,daha fazla yazıyor ve yazamadığım zamanlarda dahi, kelimelerle tango yapabiliyordum,, şuankinden cok daha iyi sekilde.aradan geçen uzun yıllar sonunda, gördüğümüz üzere, bu satırların arasında ayakta kalmaya çalışıyor, cümlemin korkuluklarına tutunarak zar zor ilerleyebiliyorum.
bu hastalıgın en buyuk nedeni, şartlanmışlık yada ne derler, öğrenilmis çaresizlik psikolojisi. Her neyse, ‘nereden çıktı şimdi bu ‘ sorusunun cevabı; richard feynman’ın, fizik üzerine dersler(lectures on physics)adlı kitap serisi. Katı hal fiziğini ve içerisinde bulabileceginiz binlerce soruyu kapsayabilecek şekilde detaylı anlatan kitabın en etkili yönü, bir fizikçiden beklenmeyecek sadelikteki anlatım dili. Her biri idraki aşarmış gibi gözüken noktaları,ki biz buna Sünnetullah diyoruz,oylesine akıcı ve bağlayıcı bir üslüpla ele almış ki, bu kitaplardan quantum mekaniğine dair bir hazine şeklinde bahsetmek hiç de yanlış olmayacak. Yüksek lisansımın ikinci doneminde bu donem aldıgım dersler, aslında uzun yıllardır dagınık bir sekilde yaptığım araştırmaları ve incelemeleri bir araya toplama ve bu fiziki yasaları anlama şansı veriyor bana. Umarım bu şansı bu donem iyi degerlendirebilirim, yoksa hayatımın bir başka doneminde bu kadar yaklaşabilmem pek de gerçekci gelmiyor. Yani ya simdi, ya hiç.
Bir cevap yazın