yazar’lık

Kalemlik gibi bir sey sanki. meslek haline getirildiğinde ilginc bir aksi sedasi oluyor. Bugunun tanımında her gün yapmak zorunda olduğu işi yazmak olan kimse. tabi günlük yazmak zorunda olan kimseler için gecerli bu.

Boş tencereye daldırdığın kepçeden ne bekleyebilirsin azizim. Boşalmak için önce bir dolmak gerek. Bir insandan, her bir gün , yeni bir değer ve fikir üretmesini istemek aslında bir nevi fikir tüccarlığı yapmaya zorlamaktır. Zorunda kalmışlıkların getirdiği bir yazı bir yazarın neresinden zuhur ederse, dinleyici yahut okuyucunun da orasına tesir eder. Bu kaçınılmaz bir hakikat. Hal böyle iken bugunun yazar’lık mefhumunu ve kurumunu anlayamıyor, algılayamıyor ve sırf yazmak zorunda kaldığı için yazan, isimlerini bilinmek veya bilinir kalmak uğruna gazetelerin sayfalarında kitlelerle paylaşan cesur insanları hayretle karşılıyorum.

Yazmak zorunda olduğu için yazan insanların doldurduğu gazeteleri ve köşelerini de bu nedenle düzenli takip etmiyorum.

Etiketler: , ,

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.